İnsan hayatının en önemli parçalarından olan kişiler arası iletişim, çağın getirdiklerinden etkilenerek farklı şekillere bürünür. Günümüzde de sosyal medyanın bir iletişim biçimi haline gelmesi ile beraber instagram gibi sosyal mecralar insanların hayatında büyük bir etki alanı oluşturmuştur. Sosyal medya, insana kendi düşüncelerini rahat bir biçimde ifade etme özgürlüğü tanıması, bilgi paylaşım alanı sağlaması gibi olumlu etkilerin yanı sıra kimi olumsuz etkilere de sahiptir. Özellikle kalabalık kitleler tarafından takip edilen anneler, çocuk bakımı ve gelişimi hakkında sundukları bilgiler ile pek çok annenin kendi annelik becerilerini sorgulamasına neden olabilmektedir.
Annelik ve Sosyal Medya
İletişim konusunda değişimler meydana getiren sosyal medya, annelik ve ebeveynlik rollerinin öğrenilmesi ve paylaşılması sürecinde de önemli rol oynamaktadır. Kadınlar arasında nesilden nesile aktarılan anneliğe dair tutum ve deneyimlerin sosyal medya ortamında paylaşılması, annelik deneyiminin ev içinden çıkarak s**** dünyada görünür olmasını sağlamıştır. Medyada paylaşılan annelik modelleri, çocuk bakım trendleri gibi faktörler sosyal medyada sık karşılaşılan durumlardır.
Peki sosyal medya, annelik becerilerini nasıl etkilemektedir?
Günümüzde annelerin sosyal medya kullanımı gittikçe artmaktadır. Örneğin yeni anne olmuş bir kadın çocuk bakımı konusundaki eksik bilgilerini tamamlamak veya var olan bilgilerini paylaşmak amacıyla sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanabilmektedir. Benzer şekilde çocuk sağlığı alanında uzman olan birini takip ederek ihtiyacı olan bilgileri edinebilmektedir. Sosyal medya aracılığıyla annelerin bu mecralarda görüş alışverişi içinde olması, sosyal destek ve sosyal yardımlaşma açısından olumlu olarak değerlendirilebilir. Ancak sosyal medya, anneliğe farklı değerler katarak annelik üzerindeki beklentileri de değiştirebilmektedir.
Durum böyleyken beklentilerde görünen annelik ile gerçekte olan annelik arasında farklar oluşabilmektedir. Bu bağlamda annelerden beklentiler yükseldiğinden bu beklentileri hayata geçirmek annelerin üzerinde büyük bir yük olarak görülebilir. Bunları şu şekilde detaylandırmak mümkündür:
Sosyal medyada alanında uzman olmayan kimselerin sunduğu bilgileri sanki bilimsel dayanağı varmış gibi göstermesi bilgi kirliliğine yol açmaktadır. Özellikle instagram gibi yaşamın birçok alanının anında hızlı bir şekilde paylaşılabildiği mecralarda dayanağı olmayan bu bilgilerden dolayı anneler kendi yeterlilikleriyle ilgili kaygı yaşayabilmektedir.
Hayatta her insanın büründüğü birden fazla rol vardır. Kişi nasıl ki birinin eşi, arkadaşıysa ebeveynlik de bu rollerden bir tanesidir. Bireyler bu rollere ne kadar eşit uzaklıkta yaklaşırsa ve büründüğü rolleri ne kadar eşit gerçekleştirirse duygu durumu da benzer şekilde daha dengeli olacaktır. Ancak sosyal medyanın etkisiyle kişi “mükemmel anne” düşüncesine kapılarak diğer yaşam rollerini arka planda bırakabilmektedir. Bu durum da kişinin kendi benliğinden uzaklaşmasıyla sonuçlanabilmektedir. Dolayısıyla kişinin hedefi hayattaki rollerinden yalnızca birini mükemmel yapmak değil, bu rollere dengeli yaklaşmak olmalıdır.
Sosyal medya kullanıcısı olan annelerin kendilerini bu platform üzerinden diğer annelerle karşılaştırmaları da sıkça görülen bir başka durumdur. Örneğin sosyal medyada yürümeye başlayan bir çocuğu gören anne, aynı aylarda olan kendi çocuğu henüz yürümeye başlamadığı için kaygı duyabilmektedir. Bu da kişide “benim çocuğumla yaşıt başka bir çocuk daha iyi” düşüncesi oluşturabilmektedir. Anne, çocuğunun başka bir gelişim problemi mi var kaygısı veya kendisinin yetersiz kaldığı düşüncesi ile karşı karşıya kalabilmektedir. Bu açıdan da sosyal medyanın annelik becerileri açısından bir risk faktörü taşıdığını söyleyebiliriz.
Bir diğer konu, sosyal medya kullanıcısı annenin, sosyoekonomik düzeyinin üstünde olan bir kullanıcıyı takip etmesiyle oluşan durumdur. Örneğin takip edilen bir annenin instagram hesabı aslında o kadar önemli olmadığı halde tatil için gerekli birtakım ürünlerin olduğunu söyleyerek annelerin kendi bütçesine uygun olmayan bir şekilde harcama yapmasına sebep olabilmektedir. Veya sosyal medya kullanıcısı anne, kendi bütçesine uygun davranıp bu “sözde” gerekleri yerine getirmediği için olumsuz duygular hissedebilmektedir.
Altının çizilmesi gereken bir diğer nokta; her çocuğun bir gelişim süreci vardır ve bazı özelliklerin bu gelişim süreci içerisinde tamamlanması gerekmektedir. Gelişim basamaklarını olabildiğince hızlı değil zamanında çıkması bir çocuğun gelişimi için çok daha değerlidir. Fakat sosyal medyada kimi hesaplar çocuğuna gelişim dönemine uygun olmayan aktiviteler, kitaplar, sorumluluklar ile bu gelişimi yok sayabilmektedir. Sosyal medya kullanıcısı annelerin bu konuya dikkat etmesi oldukça önemlidir. Herhangi bir sosyal medya hesabında çocuklar için önerilen bir etkinlik, kitap ve oyunu takip eden bir anne, bu önerinin kendi çocuğunun yaşı ve kişilik özelliklerine ne denli uygun olduğunu değerlendirilmelidir.
Unutulmaması gereken konuların başında sosyal medyada yüksek takipçi kitlesine sahip annelerin ürettikleri içerikler ile kimi zaman kazanç sağladığıdır. Dolayısıyla yapılan paylaşımları arka planının şekillenmesinde hesabın sürdürülebilir olması için kaynak sağlanması kaygısı yatabilmektedir. Bu nedenle her bir paylaşımın samimiyeti ve doğruluğu sorgulanarak kabul edilmelidir.
Anneler çoğu zaman sosyal medyada gördükleri yüksek takipçi sayısına sahip annelerin davranışlarını idealize edip kendi davranışlarını küçümseyebilmektedirler. Bu noktada özelikle takip edilen kişi veya kişilerin ne derece kıyaslamaya değer olduğuna bakılması önemli bir noktadır. Çünkü, çocuğun mahremiyetine saygısızlık olabilecek, çocuk istemediği halde video, fotoğraf gibi bir paylaşımda bulunmaya zorlanmış, ekran gösterilmemesi gereken bebek yaşta bile selfie videolarının merkezinde olan bir çocuğun annesinin annelik becerilerinin ne derece dikkate alınması gerektiği sorgulanmalıdır. Sosyal medya kullanıcıları annelerin de referans aldıkları kimi annelerin oldukça yanlış davranışlara sahip olduğunu fark etmeleri bu açıdan oldukça önemlidir.
Özetle sosyal medya, bilgi eksikliklerini tamamlayıcı veya uzmanlardan bilgi almayı kolaylaştırıcı bir etki yarattığı gibi alanında uzman olmayan kişilerin de varlığını sürdürdüğü bir mecra haline gelmiştir. Bu sebeple, karşılaşılan içeriklere eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmakta fayda vardır. Sosyal medya kullanıcısı anne, bunun için kendisine şu soruları sorabilir: “Bu kişi dinlemeye değer bir kişi mi? Mesleki uzmanlığı bu alanda mı? Bu bilgileri hangi bilimsel bilgiye dayandırarak söylüyor?”
Unutulmamalıdır ki her annenin kendi annelik becerisi vardır. Nasıl ki her insan birbirinden farklıysa her annenin de kendi annelik becerileri birbirinden farklıdır. Her anne ve her çocuk biriciktir. Dolayısıyla başka biri gibi olmaya veya davranmaya çalışmamak önemlidir. Çocuk için çoğu zaman mükemmel olmaya çalışan bir annedense kendisi gibi olan bir anne daha doğru ve samimidir.
yorum Yap