İmâm-ı Gazalî

user
avatar
1644 Puanlar 0 Takipçiler
Babayigit

Görüş Profil
5 gün önce Paylaşıldı Güzel Sözler

1-) Uzun mesafelere ulaşmak, yakın mesafeleri aşmakla mümkündür.

İmâm-ı Gazalî


2-) ***a günü günah işlemeden geçerse, diğer günler de selametle geçer.

İmâm-ı Gazalî


3-) Muamele ilminin en yüksek zirvesi, nefsin hilelerine ve şeytanın desiselerine vâkıf olmaktır. Böyle bir ilme vâkıf olmak her insana farz-ı ayndır. Fakat ne yazık ki halk bu farzı terk etmiş ve vesveselere sebep olan birtakım fuzulî ilimlerle uğraşır olmuştur. İşte bu ilimleri vesile ederek şeytan onları yoldan çıkarmaktadır.

İmâm-ı Gazalî


4-) Allah Teâlâ ilim nurlarını insanoğlundan esirgememiştir; Allah Teâlâ cimrilik yapmaktan münezzehtir. İlim nurlarının kalplere akmamasının sebebi, o kalpleri doldurmuş bulunan bulanıklıklar ve kötülüklerdir. Çünkü kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanın o kaba girmesine imkân yoktur. Kalp mâsiva ile dolu oldukça Allah’ın celâl marifeti oraya girmez.

İmâm-ı Gazalî


5-) Her şeyin bir direği vardır. Dinin direği de fıkıh ilmidir.

İmâm-ı Gazalî


6-) Akıl sınırlıdır. Onunla erilmez. Her şey Resûlullah’ın (s.a.v) ruh feyzine tutunmaktan ibarettir. Ben ona yapıştım ve kurtuldum.

İmâm-ı Gazalî


7-) Sana Allah’ı hatırlatacak bir arkadaş bulunca ona sımsıkı sarıl, ondan ayrılma, onu küçümseme. Onu kendin için bir devlet bil.

İmâm-ı Gazalî


8-) Çocuktaki utanma hali ondaki akıl nurunun alametidir.

İmâm-ı Gazalî


9-) Sabır insana mahsustur. Hayvanlarda sabır yoktur. Meleklerin ise sabra ihtiyacı yoktur.

İmâm-ı Gazalî


10-) Allahü teâlânın verdiği nimeti, Onun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfran-ı nimettir (nimeti inkâr etmektir).

İmâm-ı Gazalî


11-) İbadetlerin esası kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de marifet nurunun orada doğması ile mümkündür.

İmâm-ı Gazalî


12-) Kadınların görevlerinden biri de kocalarının malını israf etmemeleridir.

İmâm-ı Gazalî


13-) Bir sözü söyleyeceğin zaman düşün! Eğer o sözü söylemediğin zaman mesul olacaksan söyle. Yoksa sus.

İmâm-ı Gazalî


14-) İlmi ile amel etmeyen alim; başkalarını giydirdiği halde kendisi çıplak olan iğne gibidir.

İmâm-ı Gazalî


15-) Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Başka bir şeyim yoktur. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes hiçbir şeyle tekrar ele geçmez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır. O halde bu günü elden kaçırmamak bunu saadete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi bütün âzâlarını haramdan koru.

İmâm-ı Gazalî


16-) Her sâlik, bulunduğu menzil ile geçtiği makamlar hakkında konuşabilir. Kendisinin ulaşamadığı makamlar, ihata edemediği menziller hakkında ise hiçbir şekilde konuşamaz. Ancak onlara gaybî bir şekilde inanır.

İmâm-ı Gazalî


17-) Dünyada kimi sever ve kim ile düşüp kalkarsan kıyamette onunla haşrolursun. O halde ilmi ile amel eden alimlerin ve salihlerin sohbetine devam et..!

İmâm-ı Gazalî


18-) Ey nefsim, sonra tevbe ederim ve iyi şeyler yaparım, diyorsan, ölüm daha önce gelebilir, pişman olup kalırsın. Yarın tevbe etmeyi bugün tevbe etmekten kolay sanıyorsan, aldanıyorsun.

İmâm-ı Gazalî


19-) Müminin kalbi ölmez, ilmi, ölüm anında silinip gitmez. Kalbindeki berraklık kesinlikle sönmez. Hasan Basrî de bu mânâya şöyle işaret etmiştir: ‘Toprak imanın merkezini yiyip bitiremez’.

İmâm-ı Gazalî


20-) Gözü aç ve savurgan olma: Ey oğul! Kendini iyice sıkıntıya sokmuş bir miskin gibi gözü aç; mal kıymeti bilmeyen, ilerisini görmeyen bir sefih gibi savurgan olma. Sana ait hakları belirle. Dostuna saygılı, düşmanına insaflı ol.

İmâm-ı Gazalî


21-) Bazı kimseler nefislerinde bir yakınlık hissederek ibadetlerinde ve meclislerinde Allah’a yakın olduklarını zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin bağışlanacağı fikrine saplanırlar. Eğer böyle bir kimseye, bu şekilde sû-i edebinden dolayı Allah Teâlâ, müstahak olduğu muameleyi yapmış olsaydı, hemen o anda helak olurdu.

İmâm-ı Gazalî


22-) Her sâlik, bulunduğu menzil ile geçtiği makamlar hakkında konuşabilir. Kendisinin ulaşamadığı makamlar, ihata edemediği menziller hakkında ise hiçbir şekilde konuşamaz. Ancak onlara gaybî bir şekilde inanır.

İmâm-ı Gazalî


23-) Dünya ahiretin tarlası ve hidayet konaklarından bir konaktır. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.

İmâm-ı Gazalî


24-) İbadetlerin esası kalbin tezkiyesidir. Kalbin tasfiyesi de marifet nurunun orada doğması ile mümkündür.

İmâm-ı Gazalî


25-) Şüphe duymayan hakikati bulamaz.

İmâm-ı Gazalî


26-) Kalplerin ve insan basiretinin cilası zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilirler. Bu nedenle takva zikrin kapısı; zikir keşfin kapısı, keşif ise büyük zafere açılan kapının ta kendisidir.

İmâm-ı Gazalî


27-) Bil ki, kalble gıybet etmek, dille etmek gibi haramdır. Bir kimsenin noksanını, kusurunu başkasına söylemek doğru olmadığı gibi, kendi kendine söylemek de caiz değildir.

İmâm-ı Gazalî


28-) Servetinin tam listesini, mevcut paranın tam rakamım çoluk çocuğuna verme. Çünkü bunlar onu az görecek olurlarsa kendilerini zayıf zannederler. Çok görecek olurlarsa yaşayışlarında değişiklik yapmak isterler. Onları hırpalamadan belli ölçüde idare etmeye çalış.

İmâm-ı Gazalî


29-) Büyüklerin sofrasında dikkatli ol: Ey oğul! Büyüklerle bir sofraya oturduğun zaman fazla su isteme. Etin kemiği ile fazla meşgul olma. Hiçbir yemeği ayıplama ve sofradaki hiçbir yiyeceği küçümseme. Sonra sofra sahibini üzmüş olursun.

İmâm-ı Gazalî


30-) Su içerken acele ile bardağı dikerek, hort hort içme. Vücuda zarardır. Yavaş yavaş arada nefes alarak iç.

İmâm-ı Gazalî


31-) İlimlerin içinde en şerefli olanı Allah’ın sıfat ve fiillerini bildiren ilimdir. İnsan bu ilimle kemâle ulaşır. Kâmil olmanın saadetini duyar. İnsanoğlu, Allah’ın celâl ve kemâl sıfatlarının komşuluğuna ulaştığı zaman, bu komşuluğun ona büyük saadetler kazandıracağı muhakkaktır.

İmâm-ı Gazalî


32-) Etrafta ilâhî rüzgârlar esiyor; kalp gözlerini örten perdeleri açıyor. İşte bu gözler Levh-i Mahfuzda, yazılı olan birtakım hakikatleri görürler.

İmâm-ı Gazalî


33-) Âlimlerin birbirlerine hü*** ettiklerini, birbirlerine haset ettiklerini ve anlaşamadıklarını gördüğün zaman, onların dünya hayatına karşılık ahiretlerini sattıklarına hükmet! Acaba bu kişilerden daha fazla aldanan bir satıcı var mıdır?

İmâm-ı Gazalî


34-) İlimlerin içinde en şerefli olanı Allah’ın sıfat ve fiillerini bildiren ilimdir. İnsan bu ilimle kemâle ulaşır. Kâmil olmanın saadetini duyar. İnsanoğlu, Allah’ın celâl ve kemâl sıfatlarının komşuluğuna ulaştığı zaman, bu komşuluğun ona büyük saadetler kazandıracağı muhakkaktır.

İmâm-ı Gazalî


35-) Kalplerin ve insan basiretinin cilası zikirdir. Zikri ancak muttaki kullar yapabilirler. Bu nedenle takva zikrin kapısı; zikir keşfin kapısı, keşif ise büyük zafere açılan kapının ta kendisidir.

İmâm-ı Gazalî


36-) Kalbiyle arasındaki perdeler aralanan bir kimseye, mülk ve melekûtun tecellisi görünür. Böyle bir kimse, genişliği yerle gökleri içine alan cenneti müşahede eder.

İmâm-ı Gazalî


37-) Cevizin kabuğunu kırıp özüne inmeyen cevizin hepsini kabuk zanneder.

İmâm-ı Gazalî


38-) Dargın ve küskün olanları barıştır ki yarın kıyamet gününde sevinenlerden olasın.

İmâm-ı Gazalî


39-) Sakın hükümdarla yakını arasına girme. Ancak iyilik ve hayırlı işlerde gir. Çünkü hükümdarla yakınları arasına giren kişinin düşüşü çok ani ve süratli olur.

İmâm-ı Gazalî


40-) Takva, çok secdeden ötürü alında iz bırakma veya oruç tutmaktan sararma veya secde ve rükûdan belin bükülme hâli değildir. Eğilen boyunda veya sarkıtılan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki vera’ hâlidir. Güler yüzle karşıladığın kimse, seni asık bir yüzle karşılar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayılarını artırmasın!

İmâm-ı Gazalî


41-) Ölü olsun, diri olsun sakın kimseyi küçük görme; sonra helâk olursun. Çünkü bilemezsin, belki o senden daha hayırlı biridir.

İmâm-ı Gazalî


42-) Her hâdisin hudûsu (sonradan var olanın var olması) için bir sebebe ihtiyaç vardır.

İmâm-ı Gazalî


43-) Devrin hükümdarı sana yakınlık gösterirse, onunla mızrak ucunda bulunduğunu hesapla.

İmâm-ı Gazalî


44-) Helal yemek lazımdır. İslâm’a uygun kazanmak lazımdır. Çünkü din, hakikat ancak helâl yemekle meydana gelir.

İmâm-ı Gazalî


45-) İnsanlara ve özellikle dünya ehline halinden şikayet etme. Sonra Allah seni onlara bırakır, perişan olursun.

İmâm-ı Gazalî


46-) Ne kadar kibirli dursa da bardağın önünde eğilir çaydanlık. Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir, bu gurur niçin?

İmâm-ı Gazalî


47-) Dükkânını erken aç, geç kapa ve kaparken Besmele çek ve “La havle velâ kuvvete illâ billahilaliyyilazîm”i oku.

İmâm-ı Gazalî


48-) Ey Oğul! Nasihat etmek kolaydır. Mühim olan onu tutup gereğince amel etmektir. Bu ise çok zordur.

İmâm-ı Gazalî


49-) Tevbe ederim, ameli salih işlerim dersen, ölüm daha evvel gelebilir. Pişman olur, kalırsın. Yarın tevbe etmeyi bugün tevbe etmekten kolay zannediyorsun, yanılıyorsun.

İmâm-ı Gazalî


50-) Allah-ü teâlânın, her yaptığımızı her düşündüğümüzü bildiğini unutmamalıyız. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü teâlâ ise, hem dışını, hem içini görür. Bunu bilen bir kimsenin işleri ve düşünceleri edepli olur.

İmâm-ı Gazalî


51-) Dünya ahiretin tarlası ve hidayet konaklarından bir konaktır. Kendisine, mahiyetine uygun bir ifade olarak dünya denmiştir.

İmâm-ı Gazalî


52-) Kalbiyle arasındaki perdeler aralanan bir kimseye, mülk ve melekûtun tecellisi görünür. Böyle bir kimse, genişliği yerle gökleri içine alan cenneti müşahede eder.

İmâm-ı Gazalî


53-) Akılcılar tarafından inkâr edilen dinî ve gaybî bir şey işittiğin zaman, onların bu inkârları sakın seni şaşırtmasın; zira şarkta bulunan bir insanın garbdaki hakikati bilmesi imkânsızdır.

İmâm-ı Gazalî


54-) Bazı kimseler nefislerinde bir yakınlık hissederek ibadetlerinde ve meclislerinde Allah’a yakın olduklarını zannederler. Böylece kendilerinden başka meclislerinde bulunan herkesin bağışlanacağı fikrine saplanırlar. Eğer böyle bir kimseye, bu şekilde sû-i edebinden dolayı Allah Teâlâ, müstahak olduğu muameleyi yapmış olsaydı, hemen o anda helak olurdu.

İmâm-ı Gazalî


55-) Dünya ve ahiretin yaratılmasından maksat ilim ve ibadettir. Bir kula her şartta onlarla meşgul olması, onlar için yorulması ve ancak onlara bakması gerekir.

İmâm-ı Gazalî


56-) Ölüm Allah’ın sevgili kullarına, bir bardak tatlı soğuk suyu içmek kadar kolay gelir.

İmâm-ı Gazalî


57-) Belaya şükretmek lazımdır. Çünkü küfür ve günahlardan başka bela yoktur ki, içinde senin bilmediğin bir iyilik olmasın! Allah, senin iyiliğini senden iyi bilir.

İmâm-ı Gazalî


58-) Ehl-i tasavvuf, çalışmakla elde edilen ilimlerden ziyade ilhamla öğrenilen ilimlere meyleder. Onun için musanniflerin yazdıkları ilimlere eğilmeye, oradaki sözleri ve delilleri araştırmaya önem vermemişlerdir.

İmâm-ı Gazalî


59-) Kur’an takvanın, hidayetin ve keşfin anahtarı olduğunu açıkça beyan eder. Takva ise, öğretmen olmadan elde edilen ilimdir.

İmâm-ı Gazalî


60-) Say ki öldün; yalvardın, yakardın, sana bir gün daha verildi. Bugünü o gün bil, öyle yaşa.

İmâm-ı Gazalî


61-) Mü’minin kalbi ölmez, ilmi, ölüm anında silinip gitmez. Kalbindeki berraklık kesinlikle sönmez.

İmâm-ı Gazalî


62-) Bedenine değil kendine değer ver, ve gönlünü olgunlaştır ! Çünkü kişi; bedeni kadar değil, ruhu kadar insandır.

İmâm-ı Gazalî


63-) Tamahkar, aç gözlü olma, kalbin katı ve kara olur. Çok mal artırmak için hasislik yapma.

İmâm-ı Gazalî


64-) Karşındaki adam sana ölçüsüz davranır, küstahlıkta bulunursa sen de nezih ve ağırbaşlı davran. Seni kızdıracak olursa, yine ölçülü konuşmaya çalış, kendi şerefini düşün.

İmâm-ı Gazalî


65-) Allah Teâlâ ilim nurlarını insanoğlundan esirgememiştir; Allah Teâlâ cimrilik yapmaktan münezzehtir. İlim nurlarının kalplere akmamasının sebebi, o kalpleri doldurmuş bulunan bulanıklıklar ve kötülüklerdir. Çünkü kalpler kaplara benzer; bir kap su ile dolu ise, havanın o kaba girmesine imkân yoktur. Kalp mâsiva ile dolu oldukça Allah’ın celâl marifeti oraya girmez.

İmâm-ı Gazalî

Hadis Kitapları


yorum Yap

* Video yerleştirebileceğiniz sitelerin listesi burada Sitelerin listesi

Yorumlar

Yorumlar ve yanıtlar henüz yayınlanmadı.