İşimiz, hayatımızın önemli bir kısmını alıyor ve dolayısıyla toplumdaki algılanmamızı tanımlıyor. Birisiyle tanıştığınızda sorulan ilk üç sorunun (i) Adınız?, (ii) Nerelisiniz? ve (iii) Ne iş yaparsınız? olması, işin insan hayatındaki önemini vurguluyor. Zaten, iş ve eş seçimi insanın mutluluğunu etkileyen en önemli seçimler
İşin insana sağladığı kazanımları doğru değerlendirmek, işte başarı için önemli bir ilk adımdır. Bir işte çalışmak önemli bir zenginliktir. İş insana dört boyutta kazanç sağlar.
1. İlk akla gelen kazanç çalışma sonucunda elde edilen gelirdir. Ancak gelirin yan ısıra, sağlık ve hayat sigortası ile yaşama ilişkin risklerin mali yüklerinin azaltılıyor olması da çoğu zaman göz ardı edilen önemli bir kazançtır. Ayrıca, emeklilik dönemi için ödenen primlerde insanın gelecek kaygısını bir ölçüde de olsa azaltan önemli bir kazanç olarak ortaya çıkıyor. Özetle, iş insana yaşamının bugününü, yarınını ve risklerini yönetmek için finansal kazanç sağlıyor.
2. İnsanların sosyal çevrelerini belirleyen unsurlardan da biri, iş. Çalışma hayatında tanışılan iş arkadaşları, müşteriler, tedarikçiler, işbirliği ortakları insanların özel hayatına da kalite katıyor. Bu dostluklar, insanın sosyal gelişimine destek sağlıyor.
3. İş hayatının insana kattığı en önemli özelliklerden birisi de yetkinliklerin gelişmesidir. “İşleyen demir, ışıldar.” atasözü ile özetlendiği gibi çalışma hayatı insanın bilgi düzeyi, problem çözme yetkinlikleri, yeni teknolojilere uyum yeteneği gibi birçok önemli konuda gelişimine katkıda bulunur. Bu yetkinliklerin gelişmesi insanı hem mevcut işinde, hem de kariyerinin ilerleyen dönemlerinde edineceği işlerde başarılı kılar. Aynı zamanda, bu konulardaki gelişmeler insanın özel hayatına da olumlu olarak yansır.
4. İş hayatındaki çalışmalar insanların etki alanının da gelişmesini sağlar. İş, insana sonuç elde etmesi için önemli imkanlar sunar. Çalışanın kullanımına sunulan makina, ekipman, tedarik zinciri ve sosyal çevre işini iyi yapanlar için önemli bir güç kaynağıdır.
İş hayatının sağladığı bu imkanları iyi değerlendirmeyenler, kariyerlerinde de başarılı olamazlar. Özellikle, büyük şirketlerde çalışan, ve dolayısıyla büyük imkanlarla işleri yürütenlerin başarıdaki tüm kerameti kendilerinde görmeleri sonucu işten ayrılmaları durumunda büyük güçlüklerle karşılaştıkları bilinmektedir. Geniş imkanlarla iş yapmaya alışanlar, dar imkanların olduğu ortamlara uyum sağlayamazlarsa iş hayatlarında da sorunlarla karşılaşırlar.
Benzer bir şekilde, iyi bir işte çalışırken işten ayrılanlar, bir sonraki iş aramada aşırı seçici olur ve işsiz kaldıkları dönemi uzatırlarsa sadece maddi kaynaktan değil, aynı zamanda kendilerini ve çevrelerini geliştirme fırsatlarından da yoksun kalarak gelişimlerine darbe vurmuş olurlar.
Çalışma hayatında sosyal çevreye önem vermeyen, insan ilişkilerini iyi yürütemeyenler, çalışma hayatının sunduğu önemli katkılardan olan sosyal çevre ve etki alanı konusunda kendilerini yeterince geliştiremezler. Bu nedenle, işlerinde sağladıkları başarı dar bir alanda kalır.
Kariyerini bilgi ve yetkinliklerini geliştirmek üzere planlamayanlar ise hem çalıştıkları işyerinde yükselme konusunda, hem de başka iş bulma konusunda geri kalırlar. İnsanın kariyeri boyunca birbiri ile tutarlı fakat farklı yetkinlikleri geliştirmeye çalışması onun mali yönden de daha değerli olmasını sağlar. Bu nedenle, insanların iş hayatında 5-7 yılda bir pozisyon değiştirmeleri tavsiye ediliyor. Ancak, her tavsiye şartlara göre değerlendirilmelidir. Örneğin, proje bazlı çalışan mimarlar zaten her projede iş değiştiriyor gibi farklı deneyimler kazanırlar. Dolayısıyla, işin içeriğinin değişimi ve gelişimi de pozisyon değişimi ile eşdeğer olarak algılanabilir.
Özetle, çalışmak bir mutluluktur. Kariyerinin değerini bilenler, yetkinliklerini, insan ilişkilerini ve etki alanlarını sürekli olarak geliştirmeye çalışanlardır. Sürekli gelişim, yaşam kalitesinin artırılmasının anahtarıdır.
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurumarguden
yorum Yap